Blog

SANAT PİYASASI İÇİN SANAT HUKUKU

Güncel hayatımızda pek çok sektör gibi şekil değiştiren sanat piyasası, katılımcılarının sektörü geleneksel yöntemlerle yönetmesini imkânsız kılıyor. Sanat kurumlarının piyasada ayakta kalabilmek için kurumsal bir yapıya bürünme ihtiyacı duyması, bir varlık sınıfı olarak kendine güvenilir bir yer edinmeye çalışan sanatın finansal pozisyonu, sanat fuarlarının ve mega galerilerin geleneksel galerilere bakış açısını topyekûn değiştirmesi gibi birçok neden sıralamak mümkün. Sanat piyasasının bu değişen yüzü güvene dayalı ilişkilerinin de sekteye uğramasını sağlıyor. Eskiden birbirini tanıyan belli başlı akademisyenlerin, koleksiyonerlerin, sanat tacirlerinin, galerilerin ve eksperlerin oluşturduğu piyasa yerini çok daha geniş bir çevreye ve özellikle ikinci el piyasada kimi zaman satıcının veya alıcının bile anonim olduğu, aracılarla ilerleyen komplike ticari işlemlere bırakıyor. Bu ve benzeri birçok gerekçeyle, uluslararası sanat piyasası kadar Türkiye sanat piyasası da hukuk ile her zamankinden daha yakın ilişkiler içerisinde ve yeni nesil sanat katılımcıları hukuki hakları ve yükümlülükleri konusunda çok daha bilinçli. Nitekim Sanat piyasası katılımcılarının, hukuki ve ticari meseleleri doğru analiz etmeleri, haklarını ve çıkarlarını korumaları için çok büyük önem taşıyor. Sanat ticaretinde hukukun öneminin anlaşılmaması veya ihmal edilmesi yanlış yatırımlar, masraflı ve başarısız dava süreçleri gibi esaslı sonuçlara neden olabiliyor. Bu noktada ülkemizde daha yeni bir kavram olan sanat hukuku, sanat konusunda uzmanlaşmış avukatlar ön plana çıkmaya başladı. Peki nedir bu sanat hukuku? Nitekim ülkemizde sanat ile ilgili hukuki düzenlemelerde bir değişiklik yapılmadı ve sanat ile ilgili bir uyuşmazlık durumunda veya hukuki danışmanlık gerektiğinde hizmet veren hukukçular da her zaman vardı. Ancak böyle bir konunun bir hukuk disiplini olarak görülmesi ve kendini yalnızca bu alana adamış, konuya daha hâkim hukukçuların varlığı oldukça yeni. Sanat hukuku olarak adlandırılan hukuki yapılanma, eşya, sözleşme, miras, vergi, ceza hukuku gibi aklınıza gelebilecek neredeyse tüm hukuk disiplinlerinin içi içe geçmiş hali diyebiliriz. Tek sınır sanat… Burada bahsi geçen “sanat” kavramının geleneksel anlamda güzel sanatlar ve görsel sanatlar olduğunu belirtmekte de fayda var. Tabii güzel sanatları da güncel anlamında algılamak lazım. Ayrıca bu kavrama çoğu zaman müzayede evlerinin formatında bakmak ve değerli koleksiyon kabiliyeti olan tüm metaların dahil olduğunu da ayrıca söylemek gerek. Uluslararası anlamıyla Sanat hukuku alanında çalışan kişilerin bu alanın uzantısı olarak müze hukuku ve ayrıca Kültür Varlıkları Hukuku alanında da uzmanlaşmış olmalılardır.

Av. Zeynep Hekim Bülbül, LL.M.

#artlawokkehekim #sanathukukuokkehekim #artlawforartmarket